Zeynep Güner – 2004 / Aydın

Selamun aleyküm,

Ben yaşadıklarımı mı yoksa hissettiklerimi mi yazsam bir türlü bilemedim. Bismillah deyip başlayalım bakalım. Geçtiğimiz Cuma ben ders çalışırken ablam formu görüp bana atmış. Normalde ablamın attığı formları doldurmam hatta süresi geçer ablam bana kızar “Neden doldurmadın?” diyerekten. Ama cuma günü farklıydı. Sayfayı daha önce hiç duymamama rağmen 2 dakika sayfayı inceledikten sonra formu doldurmuştum. Birçok soruya “Hayır, yok.” yazarak formu yollamıştım. Hiç umudum yoktu. 10 dakika sonra beni numara aradı. Genelde kayıtlı olmayan numaraları pek açmam kargo vb. şeyler beklemiyorsam. Olacak ya telefonu da açmıştım. Gönül abla ailenin de izni olur ise seni Kudüs’e götürmek isterim, dedi. Ne olduğumu şaşırmıştım. Heyecan, mutluluk, kaygı ve şaşkınlık birbirine girmişti. Çünkü bundan 2 gün önce sahurdan sonra çok daralmış ve bunalmıştım. Ramazan boyunca ayın hissettirdiği maneviyatı hissedememiştim. Rabbime o gece “Bana bir kapı aç, ben oradan ilerleyeyim Allah’ım “diye yalvarmıştım. Nasibimin bu denli çabuk geri dönmesi çok farklı hissettirmişti. Biletimi almış, uçağa binmiş ve artık nazlı çiçeğime kavuşmuştum. İçimdeki boşluğa en iyi gelecek olan şey meğerse Kudüs’müş. Kubbet’üs-Sahra’yı görünce içimdeki boşluk bir anda yerini mutluluğa bırakmıştı. İhtiyacım buymuş. Benim burada olmam gerekiyormuş. Gitmem gerektiğini gidesiye kadar bilmiyormuşum ben meğerse.  Nasip eden Rabbime binlerce kez hamdolsun. Bereketiyle bana çok iyi gelmişti aziz şehrim. İçimden geçenlerin, dillendirdiklerimin bir bir gerçekleşmesine şahit olmuştum. Benim yarama çok iyi gelmişti Nazlı Çiçeğim. Sıra bendeydi. Şimdi ben onun yarasına iyi gelecektim. Aramıza mesafeler girse de oranın acısı acım, sevinci sevincim olacak. Elimi her semaya açtığımda dilimden dökülen sözcükler, gözlerimden düşen yaş hep Nazlı Çiçeğim için olacak. Rabbim daha güzel günlerde tekrar gitmeyi nasip eder inşallah.