Selamünaleyküm ismim Zeynep Günel 2003 doğumluyum Kocaeli’de yaşıyorum Sakarya İlahiyat ’ta okuyorum.
Geçen sene üniversitem aracılığıyla Ürdün’e gitme fırsatım olmuştu oradan da Kudüs’e geçip Aksa’mızı ziyaret edecektik ama maalesef ki nasip olmadı gidemedik ama bunda da bir hayır vardır dedik. Bu sene yaz tatiline çıktığımızdan beri “hayırlısıyla Kudüs’e gideceğim, ben hissediyorum” demiştim. Elhamdülillah o sıra da Kudüs Kumbarası çıktı karşıma formu doldurdum Allah’a çok şükür nasip oldu gittik böylece. Kudüs’e gitmek benim için bambaşka bir duyguydu. Filistinlilerin yaşadıkları şeyler karşısındaki o muhteşem duruşu neler yaşarlarsa yaşasınlar hiçbir şeye isyan etmeyip şükretmeleri… Kendi mescidimize girerken İsrail askerlerinden izin alıp girmek, her şeyi tekrar sorgulamama vesile oldu, en önemlisi de “Ben Kudüs için bir Müslüman olarak kendimden neleri feda etmeyi göze alıyorum?” sorusuydu. Bu soru sadece maddi olarak değil manevi olarak da geçerli. Oradaki kardeşlerimiz için keyfimden taviz veriyor muyum, her yaptığım işte onları aklıma getiriyor muyum, ben Kudüs için ne yapıyorum? İşte bu sorular yüzüme öyle bir çarptı ki elhamdülillah beni kendime getirdi. Ne kadar bilincinde olup haberlerden takip etsek de orayı görüp her şeye bizzat şahit olunca daha da iyi anladım, idrak ettim -çünkü Kudüs yaşanılarak öğrenilecek bir yer-. Mescid-i Aksa’nın ve Filistinli kardeşlerimizin bize çok ihtiyacı var, orayı yalnız bırakmamalıyız, orayı öyle mahzun bırakmamalıyız. Kudüs böyle mahzun oldukça Müslümanlar da mahzun kalacak. Çünkü Kudüs anadır ve en önde o gelir…