Zehra Filiz, Marmara İlahiyat 3.sınıf talebesiyim, memleketim Kocaeli, 21 yaşındayım.
En başta Müslüman olarak hepimiz şahit olmayı önemsemeliyiz. Olaylara, insanlara, durumlara ve mekanlara… Mekana şahit olmak, oranın kıymetini bilmek için en önemli adımlardan biri. Kudüs’te şahit olduklarımız bize hayatın ‘iman ve cihad’tan ibaret olduğu gerçeğini hatırlattı. Orada tanıştığımız kardeşlerimiz bize bunu öğretti, onlar her an bir cihat şuuruyla ve her an şehit olmaya hazır yaşıyorlar. Bu yönüyle Kudüs bizi bize yansıtan bir ayna oldu aynı zamanda… Oradaki mücadeleyi gördüğümüzde ümmet olarak kardeşlerimizi ne kadar kendi yalnızlıklarına bıraktığımızı fark ettik, orası Rabbimizin hepimize emanet ettiği bir mescid olmasına rağmen dünyayla olan bağımızın bizi bu mücadeleden ne kadar uzaklaştırdığıyla yüzleştik. Mescid-i Aksa’ya girerken işgalcilerden izin almak hepimizi çok rahatsız etti ama aslında bizim de yüreklerimiz aynı böyle işgal altında, Ümmet-i Muhammed olarak önce kendi yüreklerimizdeki işgalden kurtulmamız gerekiyor, bu işgallerden kurtulup iman kıvamına erdikten sonra biiznillah zaten Mescidi Aksa’mızda özgürleşecektir… Bu yüzden Ümmet-i Muhammed için olan dualarımızı ve hizmetlerimizi artırmak hepimiz için bir sorumluluktur.
Zorlandığımız her an zaferin rabbimizin vaadi olduğuna iman ettiğimizi ve aynı zamanda iman etmenin en büyük üstünlük olduğunu hatırlamak bizi yeniden diriltti.
Kudüs bana aynı zamanda nesil yetiştirmenin ne kadar büyük bir cihat olduğunu hatırlattı. Ömer, Selahaddin, Yavuz yetiştirmek bizim için en büyük cihatlardan biri şimdi. Nuri Pakdil’in şiirindeki ”gel anne ol, çünkü anne bir çocuktan bir Kudüs yapar” sözünü bilmüşahede anlamış olduk…
Ve Kudüs Kumbarası ekibi ile Mescidi Aksa’mızda yaptığımız ribat maddi yolculuğumuzun yanında bizi manevi bir yolculuğa da çıkardı. Mümin kardeşi olarak birbirimizi Allah için sevmenin oluşturduğu vakar ile işgal karşısında dimdik duracak gücü birbirimize aşıladık. Ümmetin destekleri ve Gönül Hocamızın rehberliği ve heyecanla doldurduğumuz formlar bizi Kudüs’te buluşturmaya vesile oldu ve aynı heyecanla yola çıktık. Gitmemize vesile olan tüm bağışçıların ve emeği geçen herkesin bizimle orada ribatta olduğunu hissettik…
Yine Nuri Pakdil’in şiirindeki şu ifadesi, Mescidi Aksa’dan ayrılırken ona verdiğim sözü bana hatırlatıyor:
‘Ayarlanmadan Kudüs’e
Boşuna vakit geçirirsin’