Selvinaz Taşdemir – 1997 / Kayseri

Bismillahirrahmanirrahim
سُبْحَانَ الَّـذٖٓي اَسْرٰى بِعَبْدِهٖ لَيْلاً مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ اِلَى الْمَسْجِدِ الْاَقْصَا الَّذٖي بَارَكْنَا حَوْلَهُ لِنُرِيَهُ مِنْ اٰيَاتِنَاؕ اِنَّهُ هُوَ السَّمٖيعُ الْبَصٖيرُ

Ben Selvinaz Taşdemir. 26 yaşındayım. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunuyum. Hâlihazırda öğretmenlik için hazırlanıyorum.

Kudüs benim gençlik yıllarımda tanıştığım ve tanıştıktan sonra da hiç unutamadığım o kutlu beldeydi. Gönlümde açan ilk çiçekti. Kudüs’e gitmek önce düşlerime düştü. Düşlerimi gerçek kılan ise bu yolculuk oldu.
Kudüs’e vardığımızda yağmur karşıladı bizi. Rahmeti daha o ilk an hissettik. Kudüs’ün yağmuruyla ıslanmak ya Rab ne bereketliydi! Rahmetin dört bir yanımızı kuşattığı o kutlu beldede Mescidi Aksa’ya ilk varışımız Hıtta kapısından oldu. Tövbe kapısından tövbelerle girmek bir ayeti nasıl yaşamamız gerektiğini bize hatırlatır gibiydi. Yüreğim tir tir titredi. Gözlerime dolan sevinç hayatım boyunca duyduğum en büyük sevinçlerdendi. Adımladıkça İsra’nın Rasulullah (sav)’in yüreğini de böyle ferahlatmış olabileceğini düşündüm. Ne büyük sevinç Ya Rab! Ve işte karşımızda Aksa’nın sımsıcak güneşi, Kubbetüs-Sahra. Bu ne ihtişam deyip gülümseyiveriyorum. Hep ekranda görüp hasretini çektiğimiz o mescitte yürümenin tadını nasıl kelama dökebilirim bilmiyorum. Mescitte kıldığımız ilk namaza gözyaşlarımız eşlik etti. Miracın mekânında olmanın kalbimizi ürperttiği anlardaydık. Namazın farz kılındığı mekânda namaz kılmanın kalbe nasıl dokunduğunu bilmem anlatabilir miyim?

Kudüs yolculuğumuz boyunca bize hep bir hüzün ve sevinç aynı anda eşlik etti. Kendi mescitlerimize bir başkasının izniyle girmenin verdiği sancı kalbimize daha 3 günde bile ağır gelmeye başlamıştı. Bir yandan da Filistinli kardeşlerimizin bunu daima yaşıyor ve sabrediyor oluşuyla yüreğimiz ayrı titredi. Onların bizi orada her görüşlerinde tebessüm edişleri, Türk olduğumuzu öğrendiklerinde ki heyecan ve sevinçleri bizi her seferinde daha çok bağladı Kudüs’e. Tanışıp sohbet ettiğimiz her bir kişi sanki o yarım saatin sonunda ezelden kardeş olduğumuzu bize yeniden hatırlatıyordu. Gideceğimizi söylediğimizde dolan gözlere mahcubiyetimiz artıyor hüzün kalbimizi sarıyordu. Tekrar geleceğiz diyorduk ve tekrar bekliyoruz diyorlardı. Kudüs’te yeniden buluşmak üzere kaç kişiyle sözleştim bilmiyorum. Ama bu boşa verilmiş bir söz değil onu biliyorum. Kudüs bizim hep tekrar kavuşmak istediğimiz evimiz. Asla ayrı kalamayacağımız, bir an boş bıraksak kirli gözlerini dikenlere fırsat vereceğimiz mescidimiz. Aksamıza sahip çıkan kardeşlerimizi asla yalnız bırakamayacağımızı, kendimizi onlara hatırlatmanın bir vazife olduğunu hissettiğimiz yolumuz. Tekrar döneceğiz Aksa, başka türlüsü nasıl mümkün olur?

Son olarak biz bu yolculuğa önce Rabbimin ikramı sonra da Kudüs Kumbarasının vesilesiyle çıktık. Bu öyle güzel bir vesile ki işgal atında olan Kudüs’ümüzü bize yakından tanıma ve görme fırsatı veren, ribatımızı gerçekleştirme imkânını bize sağlayarak orayı gençlerle dolduran bir hediye. Bu vesile bizim orada Müminlerin kardeş olduğunu bir kez daha hatırlamamıza sebep oldu. Kumbara ekibi ve Gönül Hocamız bizim her anımızda yanımızda olarak yolculuğumuzu başından sonuna kadar kolaylaştırdı. Bizler de hem bize vesile olanlara hem de Gönül Hocamız ve kumbara ekibine her adımımızda dualar ederek buraya gelişimizden aldığımız sevapları onlarında hanesine yazmasını diledik Rahman’dan. Bu fırsatı bize vererek gönlümüzdeki çiçeğin köklerini güçlendirdiler. Bizi birer Kudüs hasretlisi genç kıldılar. Artık birer Kudüs yolcusuyuz her birimiz. Allah razı olsun bu yolculuğumuza vesile olduğunuz için.