42 gün…
Pasaportun işleme konulup vize başvurusu yapıldığı geri sayımın başladığı o an… Hayatımda hiçbir rakamın beni böylesi mutlu edip heyecanlandırdığını görmemiştim.Zamanı geldiğinde çileye talip bir inanan olarak yollardaydım. Hiçbir olumsuzluk gözüme gelmiyor, hiçbir şey beni yormuyordu.
Vuslata eriştiğim o muhteşem an…
Bir yatsı vakti, Aksa’nın aydınlığından, havanın karartısını bile görmediğim o an… O’na ulaşan basamaklar biterken dizlerime inen o ağırlık adımlarımı durmuş, kalbimin çarpıntısı tüm vücudumda hissedilir olmuştu. Dışı mabede uzanan namahrem ellerle dolu olsa da, içi özgürdü… Hem de bizim ruhlarımızdan daha özgür. Orada anladım ki, esir olan bizlermişiz
En huzur bulduğum yerlerden 2.si; Hz Musa’nın makamı şerifiydi. Hâlâ hatırladıkça bile huzur doluyor içim.. “Bu fasık kavimle benim aramı ayır Allah’ım ” demiş, duası Allahualem vefatından sonra bile kabul olmuş. O fasık kavimi Allah O’na yaklaştırmıyordu.
Velhasıl ben 27 sene oralardan uzak kalışıma ağladım, ben dönemiyorum buralara… Hoş geldiniz diyen her insana gelemedim ki diyor içim… Gittiğim ortamlarda hep Aksa’dan bahsedip, Aksa’yı anlatmak istiyorum. Herkese cesaret verip, oraya yönlendiriyorum. Gidelim ki, vazgeçmediğimiz görülsün. Gidelim ki, bizim olanı görüp yeniden alma gayreti dolsun yüreğimize…
Ben şuan ümmet adına en büyük hizmetlerden birini Kudüs Kumbarasının üstlendiğini gördüm. Allah rızası için bu işi iyice duyurarak büyütelim. Aslından koparılmaya çalışan gençler gitsin ki, kendilerini bulsunlar orada. Bu hizmeti kimler başlattıysa Rabbim katında samimiyetlerine şahit olacağımı bilmenizi isterim. Özellikle canla basla çalışan Gönül Ayyıldız’ı her daim bir abla gibi hayırla yad edeceğim.