Onur Şancı – 1999 / Adıyaman

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

سُبْحَانَ الَّذِي أَسْرَى بِعَبْدِهِ لَيْلاً مِّنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ إِلَى الْمَسْجِدِ الأَقْصَى الَّذِي بَارَكْنَا حَوْلَهُ لِنُرِيَهُ مِنْ آيَاتِنَا إِنَّهُ هُوَ السَّمِيعُ البَصِيرُ ﴿١﴾
(Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla
Âyetlerimizi göstermek için, kulunu geceleyin Mescid-i Haram’dan, etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya yürüten Allah, Sübhan’dır (bütün noksanlıklardan münezzehtir). Muhakkak ki O, en iyi işiten, en iyi görendir.)

İşte belki de ömrümüzü bu ayet için feda ederiz, etmeliyiz! Düşünüyorum ve Hz. Muhammed ‘in (SVS) ayak bastığı mukaddes mekân. İsra’ya, Miraç’a şahitlik etmiş bir Beytil Makdis… Aşkıyla yanarken gidememek çok zordu. Birden Kudüs Kumbarası’nı duydum ve bu fırsatı kaçırmamalıyım dedim. Hemen başvurdum. Kazandığımı öğrendiğim zaman istemsizce bağırıyordum. Sevinçten ne yaptığımı bilmeden.

Filistin topraklarına ilk ayak basışımda bana çok tanıdık geldi o Mukaddes şehir. Kendime ve etrafında ki insanlara burası sanki benim memleketim demeye başladım. Sonra düşündüm, gibiyi attım ve burası zaten benim gönlümün diyarı, burası bizim işgal altında ki topraklarımız dedim. Bunu gerçekten orada anlıyor insan. Filistin halkı bizi öyle bir karşılıyor ki, o kadar sıcakkanlılar ki oraya âşıkken bir daha âşık oldum pervasızca. Çocuklar Beytil Makdis ‘de top oynayabiliyor, koşuşturabiliyor Elhamdülillah. Aralarında bir de Ebrar vardı ki maşallah 😊. Türkçe konuşuyorlar. Evet, gerçekten orada bizimle Türkçe konuştular. Ama zorunda değiller, neden öğrendiler ki? Öyle bir düşündüm ve İslam âleminin parçalanmışlığı ve Türkiye’nin Filistin’e sahip çıkması belki de her şeyi açıklıyordur. Bu da onların bize sunduğu muhteşem bir armağan değil mi? Bu konuda bile işgalci devletin bir endişesi, korkusu var! ” Türkiye burayı Türkleştirmeye çalışıyor” diyorlar. İşte bu korku yüzünden bizim Beytil Makdis’e hediyelerle girmemize, oradaki insanlara yalnız değilsiniz biz buradayız dememize, orada ki çocuklara, ailelere bu güveni hiç yoktan bir hediye ile sağlamamıza izin vermediler. Yıldırmaya çalışıyorlar bizi ama nafile. Filistinlilerin bizi görünce yüzlerinde oluşan gülümsemeler var ya bir daha bir daha bir daha gitmeliyim dedirtiyor bana.
Rabbim benim oraya gidip en başta Peygamberimiz sonra diğer Peygamberlerimizin, Hz. Ömer’in, Selahaddin Eyyubi’nin ayak bastığı, kendilerinden bir şeyler bıraktığı, oranın havasını soluduğu Mukaddes Şehre gitmemde ve gitmemizde vesile olan herkesten razı olsun ve özellikle proje sahibi Gönül abla daha sonra Burak Derneğinden de Rabbim razı olsun. Sakın 1 TL kumbaraya göndersem ne göndermesem ne demeyin. Çünkü o 1 TL’ler benim gibi binlerce gencin 1 umudu, o gençlerin arasında belki de bir Selahaddin’in umududur. Allah’a hamdolsun ki ben umut ettiğim şeye kavuştum. Bundan önce elimden geldiği kadar elimle, dilimden geldiği kadar dilimle Kudüs dediğim gibi bundan sonrada oraları görmüş birisi olarak daha gür bir şekilde Kudüs diyeceğim Biiznillah.

…Kanım damla damla Âksa’da, Yahudi’nin olmaz.
Gözyaşın kurumaz ise gözlerim açık gider.
Ve gönlüm ölmüştür, gözyaşım kurumaz ise bu diyarda.
Diren Ey Kudüs yetişir dualarım Rahman duyar sesimizi…

Rabbim hepinizden razı olsun. Bir gün Beytil Makdis ‘de görüşmek ümidiyle…