Necibe Kulaç – 1995 / Samsun

Bir an gelir hasretiniz parmaklarınızdan dökülür. Parmaklarınız ayaklarınız olur,  hakikate yaklaştırır, bilirsiniz. Umudunuzu sırtlanıp varılacak olanı düşlersiniz ve beklersiniz. Ses verir kumbara. Bir elinde nasibiniz, eğilir ve uzatır. Müjdeler kutlu haberi: ”Vuslat geldi. Kavuşma vakti. Emreler kapıda. İnananlar arkanda…’ Vücut duyar, kan çekilir. Dil lâl, yürek kemal…

Sözlerime başlamadan evvel Sevgililer Sevgilisi’nin ”Mukaddes Ev”  diye zikrettiği, kutlu mescidimiz Mescid-i Aksa’ya teşrif edeceğim müjlendiğinde ki  hâlet-i rûhiyemi aktarmak istedim sizlere. Sırtıma yüklenmiş olan bu hal, öyle kutlu öyle güzel hissettirmişti ki, hiç bu kadar güçlü hissetmemiştim. Yük ağır ama yük hafif. Kudüs için doldurulan bu kumbara benim şansım, hayalim ve gerçeğim oldu. Kimilerinin hayali, kimilerinin desteğiyle vardım Aksa’ya…

Aksa’ya varmak ne kutlu, Aksa’ya varmak ne mutlu şey…

Hangi cümle yeter ki buna ? Hangi cümle cesaret edebilir bu denli bir güzelliği anlatmaya? Şimdi kelimelerimin ilahisi olsun şu ahvalim. Kelamımın göğsü kabarık, iri vücudu olduğundan. Ayakları dolaşık, telaşlı hali satırlarımın. Ya kaldıramazlarsa, ya kırık bırakırlarsa anlamların belini. Zor onların da işi vesselam…

Güç gelir ayaklara, imanlar toplanır Aksa’ya. Var gücüyle dayanır acımasızların kapısına. İman ki şeker olmak ister çocuğa, olmadan uğrar acımasızlığa. Bilir iman. Anlar. Görür. Artık daha iyi bilir. Bir Filistinli imanı kaç engeli devirir. Kaç zulmü geri çevirir… Bildik. Anladık. Gördük. Bilinç ki dağları devire, ahvalimize can vere, solmuş yanımıza kan vere. Bu dava bizim. Bu dava hepimizin. Biliyoruz ki Kudüs evvelden ahire bizim ve kardeşlerimizin. Derdiyle dertliyiz Filistinli Yusuf abimizin. Bundan gayrı varsa iki gram rızkımız biri bizim biri keyifsiz köşemizin…

Velhasıl;

Biz selamınızı ilettik. Ufak bir topluluktuk fakat büyük umutlar götürdük. Ne diyor Rabbimiz;

”Biz (şimdi) sana onların kıssalarını doğru olarak anlatıyoruz. Onlar Rablerine inanmış bir grup gençti. Biz de onların hidayetlerini artırmıştık. (18/KEHF-13)”

Bizi muradımıza erdiren, vuslata vardıran tüm gaye-i aşka vesile müminlerden razı ola Allah. Biz sizden razı olduk. Allah da sizden razı olsun. Bir imza attınız hayatımıza. Borçtur bundan gayrı bu imzayı taşımak bizlere. Yüreğimize Kudüs gücü verenlere selam ve dua ile.