es-Selamu Aleykum
Geçenlerde bir arkadaşım “Kudüs’e olan bu sevdan ve merakın ilk ne zaman başladı?” diye sordu. Düşündüm ama cevap veremedim ve bu hâlime hamd ettim. İnsan kendi ismini ilk ne zaman öğrendiğini hatırlamaz ya, ben de Kudüs’e olan bu sevdamın ilk ne zaman başladığını hatırlamıyormuşum meğer o an fark ettim.
Yıllardır okuduğum, iman meselesi olarak gördüğüm Kudüs’e gidebilmek her zaman hayalimdi. İki kere bunu faaliyete dökmek için adım attığım halde hamd olsun ancak Kudüs Kumbarası bu hayalime vesile olup gerçekleştirdi. Mescid-i Aksâ’ya ilk kavuştuğumda avluda, zeytin ağaçlarının altında kendimi, okuduğum kitapların arasına girmişim gibi hissettim. Evet, yıllardır okuduğum, tarihini ve hikâyesini bildiğim her taşın canlı şahidiydim şimdi. O an etrafıma bakıyorum, her şey o kadar tanıdık ki kendimi ilk kez geldiğim bir yerdeymiş gibi hissetmedim. Evet, burası benim vatanımdı memleketine dönmüş bir gurbetçiymişim aslında ben! İşte o an anladım. Kudüs’te en çok duyduğum 2 cümle vardı:
1. “Seni seviyorum Türkiye”
2. “İkram, hediye..”
Hiç unutmam cuma vakti Kubbetü’s-Sahra’nın içinde ikramlık bir şeyler dağıtırken bir Filistin teyze durdurup sordu: “Kızım nerelisin?” diye. “Türkiyede’nim.” deyince eğildi alnımdan öptü ve bana elinde tuttuğu çok güzel bir tespihi hediye etti. Bu sevgi, bu ilgi, bu şerefli ağırlanış ecdadımızın bin yıl önceden gönderdiği bir hediyeydi aslında. Ben Kudüs’te en çok ecdadımızı andım. Çünkü Kudüs’ün her taşı Osmanlı, her karışı Türkiye’nin izleri ve mirasıydı. Gidiş hikâyem öyle güzel öyle özel ki mektubum bu kadar uzun olmasaydı onları da satır satır yazmak isterdim fakat gidişimin kesinleştiği o anı hiç unutmam… O ellerimin titremesi, koşarak abdest alıp şükür namazına gidişim… Hangi amel bir genci mübarek bir toprağa böylesine kavuşturmaktan daha mübarek olabilir ki? Yıllardır kendi kendimi Kudüs davası için bilinçlendirmekle yetinirken döndüğümden beri dolup taşıyor, herkese Kudüs davasını anlatmak için iştiyakla çalışıyorum. Şimdilerde tüm dünyam çocuklara Aksâ’yı sevdirerek anlatmak oldu. Elhamdulillah geldiğimden beri 1 ayda toplam 70 çocuğa Mescid-i Aksâ atölyesi yaparak minik kalplerine Mescid-i Aksâ’nın sevgisini ve merakını ekmek nasip oldu.
Eğer bu amelde bir sevap var ise tüm sevaplar bizi göndermek için 1 tl dahi olsa katkıda bulunarak bizi o topraklara kavuşturan siz Kudüs Kumbarası bağışçılarına.. Öncelikle umreye de gitmeme vesile olan Gönül Abla’ya, daha sonra bu projeye destek olan herkese çok teşekkür ederim.
Rabbim razı olsun çalışmalarınızı bereketlendirsin. Allaha emanet olun.