Selamün Aleyküm,
Ben Muhammed Lütfi Acıyan, 2002 Konya doğumluyum. Tahir Büyükkörükçü İmam Hatip Lisesi’nden 2021 yılında mezun oldum. İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 1. sınıf öğrencisiyim.
Kendimi ilk hatırladığım zamanlardan beri ailem bana Kudüs davasını, Filistin üzerindeki Yahudi baskısını anlatarak yetiştirdi. Annem “Zehra’nın Gözleri” filmini izlerken hep duygulanır bizlere orada yaşanan olayları anlatırdı. Babam da Kudüs ezgilerinin nasıl yazıldığını, ezgide anlatılanların hikâyesini bizlere anlatırdı.
Bu yolculuk bana Kudüs davasını Kudüs’e gitmeden, orayı tanımadan tam manasıyla anlayamayacağımızı öğretti. Kudüs’ü tanımaya başlayınca buradan ne kadar fazla sorumlu olduğumuzu gördüm. Kendimizi Kudüs’e hazırlamamız gerektiğini fark ettim. Nasıl ki Yahudiler Filistin’e gelip işgal edeli çok vakit olmadıysa vakti geldiğinde çok kısa sürede tekrar İslam’ın buralarda hakim olabileceğini hissettim.
Bu yolculuk içimde bir ateşi körükledi. Kudüsle tek bir vücut gibi bütünleşip onların mutluluğuyla mutlu, hüzünleriyle mahzun oldum. Kudüs’e gidişim öyle bir sonuca erdi ki dönerken en önemli parçamı orada bıraktım. Kalbimi…
Resûlullah (sas) “Mescid-i Aksâ’ya gidin ve orada namaz kılın. Gidemez ve içinde namaz kılamazsanız, kandillerinde yakılmak üzere zeytinyağı gönderin.” buyuruyor. Bizleri bu mübarek beldeye gönderenler ve vesile olanlar. Resûlullah’ın vasiyetine uyup Aksâ’ya destek olarak bizleri gönderdiler. Biz de bu sorumluluğu boynumuzda bir borç bilip bir elçi olduk. Kudüs’ün çocuklarını bizleri gönderenlerin yerine öptük. Onları temsilen Kuran okuyup namazlarımızı kıldık. Onlara dualar ettik. Rabbimiz kabul eylesin. Allahu Teâlâ, Kudüs Kumbarası projesiyle bu yolculuğun gerçekleşmesine vesile olan Gönül Hanım’dan, maddi manevi destek sağlayan tüm destekçilerden razı olsun.
Kudüs bir gün özgür olacak. Ne mutlu bu yolda çabalayanlara.