Muhammed Fatih Sertkaya – 1990 / Konya

Ben Muhammet Fatih Sertkaya, 1990 yılında Konya’da doğdum, evli ve 2 çocuk babasıyım. Selçuk Üniversitesi’nde akademisyen olarak görev yapıyorum.

Ramazan’da Kudüs’e gitmek ise çokça zamandır aklımın bir köşesindeydi ve sürekli bilet bakıyordum bireysel gitmek için. Mucizeler aniden gerçekleşirmiş derler ya bu da öyle aniden kendimi yol hazırlığı yapıp havalimanına giderken buldum. Ekipteki herkesin bu kutlu yolculukta büyük bir yükü vardı ancak benimki sanırım bir nebze daha fazlaydı. Grubun gidiş-orada bulunuş-dönüş süreçlerinde gruba mihmandarlık etmeye çalışacaktım, böyle de güzel bir vazife verilmiş oldu.

Havalimanında âdeta jet hızından geçişimizin ardından koşar adımlarla Mescid-i Aksâ’ya cuma namazına yetiştik, 150 bin civarında Müslüman kardeşimizle omuz omuza saf tuttuk. Bu muhteşem atmosfer daha sonra geleceklerin habercisi gibiydi. Cuma gününün bereketi ile akşama kadar Aksâ’da vakit geçirip iftarımızı yaptık. Bereketin merkezinde olunca insan oruç bile olsa ne açlık ne susuzluk hiçbir şey hissetmiyordu ve iftar için kurulan güzel sofralara ısrarlı davetler ise bereketi daha da artırıyordu.

Kudüs bence bir kıyamdır, “Kudüs için yapılabilecek en büyük iyilik Kudüs’e gitmektir” diyoruz ya, işte gidince ne olacak diye soranlara cevabım artık çok daha net. Gidin, bir sandalye çekip işgalcilerin karşısında sadece oturun. Mescid-i Aksâ’nın bize ihtiyacı yok, bizim ona ihtiyacımız var, onu koruyup gözetecek Allah’tı (cc), bizi de bu yolda nasiplendirse ne mutlu. Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer nasip edecek Rabbimiz, bundan eminim.

Kudüs’e Kudüs Kumbarası ile gelmenin çok daha farklı bir sorumluluğu var. Öncelikle bir projeyi, bu projenin yöneticilerini ve en önemlisi bu projenin destekçilerini temsil ediyorsunuz. Böyle bir mesuliyet insanın yükünü elbette ağırlaştırıyor. Orada geçirilen her anın hakkını vermeyi gerektiriyor. Elhamdülillah gidişiyle dönüşüyle bu projenin amacına göre hareket ettiğimizi düşünüyorum. Gençlerimiz öyle heybetlilerdi ki duruşları zalime korku verdi, yapılan işler ses getirdi, ayrı bir bereketi oldu.

Son olarak kumbara destekçilerinden Allah razı olsun, onların sayesinde bu güzellikler gerçekleşiyor, sayıları artsın, birleri bin olsun. Bundan sonra benim de en önemli görevlerimden birisi projeyi her fırsatta anlatmak insanlar Kudüs’e çeşitli sebeplerden dolayı gidemiyorsa bile genç kardeşlerimizin gitmesine vesile olmalarına ikna etmektir.

Vesselam…