Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi son sınıf öğrenciyim. 27 yaşımdayım. Bu yaşıma kadar çeşitli platformlarda, bulunduğum her şart ve ortamda dilimin pelesenki olmuş Kudüs’e, 4-7 Mayıs itibariyle gittim ve şimdi geri dönüyorum. Gideceğim haberini aldığım ilk günden, Ben Gurion havaalanına indiğim ana kadar hep bunun bir şaka olduğunu düşündüm durdum. Farklı duyguları eş zamanlı hissetmeme rağmen Kubbetüs Sahra’yı ilk gördüğümde oldukça sakindim. Her karışını öğrenmek derdiyle, gelemediğim günlerde adım adım gezmiştim Kudüs’ün, Yafa’nın, Hayfa’nın, Tel Aviv’in sokaklarını İnternet üzerinden. Fakat hiçbir teknolojik gelişme; canlı canlı gezmek, Peygamberlerin ayak bastığı topraklarda yalın ayak yürümekle kıyaslanamazdı bile. Vaktini en güzel şekilde tayin edip bizi en çıkmazlarda hissettiğimiz bir dönemde böylesine büyük bir nimetle şereflendiren Rabbimiz’e hakkıyla nasıl hamd edeceğimizi düşündüm hep. Sanırım ilk aşaması böyle kutlu bir işi vazife edinmiş Kudüs Kumbarası’na sonsuz teşekkür etmek ve adını olabildiğince duyurmakla olabilir. Yıllarca Kudüs’e birlikte gitmek için çabaladığım güzide ekibim için on kat daha fazla çaba göstererek hamdimi eda edebilirim. Bu vesileyle beni Kudüs Kumbarası’dan haberdar eden ekip arkadaşlarıma, bizi değerlendirip gönderilme layık gören Kudüs Kumbarası seçici heyetine, her sorumu sabırla cevaplayan rehberimize teşekkür ederim. Rabbim hamdimizi artırsın.