Bu zamana kadar her Kudüs mevzu bahis olduğunda içimi bir üzüntü kaplar ve gözlerim dolardı. Ama Kudüs Kumbarası ile oraya gideceğimi öğrendiğimde mutluluktan dakikalarca ağladım. Aylardır hayalini kurduğum o kutlu beldeye hiç görmediğim, tanımadığım insanlar sayesinde gidecektim. Bu durum beni hem çok mutlu etti hem de omzuma çok fazla sorumluluk yükledi. Kavuşma günü gelince heyecandan yerimde duramıyor, sürekli bir sıkıntı çıkmadan gitmek için içimden dualar ediyordum. O gece birçok aksilik oldu ama ben onlarca yüzlerce insanın vesilesiyle gittim Kudüs’e. İlk Zeytin Dağı’ndan gördüm Mescid-i Aksa’yı. Sarı kubbesiyle parıl parıl parlayan Kubbetüs Sahra’yı izlemek ve sonra içinde namaz kılmak asla tarif edemeyeceğim duygular yaşamama sebep oldu. Her sabah namazında Mescid-i Aksa’ya gittik ve sabah namazımızı orada eda ettik. Bu durum bana hep İsra ve Miraç hadisesini hatırlattı. Sanki biz gecenin karanlığında Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya yürüyor ve Kıble meclisinde sabah namazımızı eda ederken miraca yükseliyorduk. Bu her müslüman kardeşimin yaşamasını isteyeceğim, kelimelerle anlatamayacağım bir hissiyat. Öyle ki her gün sıkılmadan usanmadan Mescid-i Aksa’ya gelip orada nöbet tutan teyzeler, amcalar, çocuklar bana çok fazla şey sorgulattı. Bu durum, ümmetin sessizliği altında ezilmeme sebep oldu. Kudüs’ten döndüğümde ben, eski ben değildim. Ümmetin sorumluluğu omuzlarına yüklenmiş bir üniversite öğrencisiyim. Orada yaşadığım, hissettiğim, şahit olduğum o kadar fazla şey var ki bunları anlatmak bütün ümmete haykırmak istiyorum. Ama öncelikle hayatında bir kez bile Mescid-i Aksa’yı görmesine izin verilmemiş Filistinli kardeşlerim gibi okuyacağım, çalışacağım, kendimi geliştireceğim ve Allah’tan bu davada ayaklarımı sabit kılması için dua edeceğim. Ne mutlu bana ki hiç tanımadığım onlarca yüzlerce insanın vesilesi ile duama kavuştum ve artık hep dualarımda olacak yüzlerce kardeşim var. Bu satırları okuyan insanlardan tek bir ricam var. Okuyalım, araştıralım, kendimizi geliştirelim, Rabbimizin istediği gibi bir müslüman olalım ve özgür Kudüs için çalışalım. Ve bunlara ilave olarak imkanı olan kardeşlerim oraya gitsin, olmayanlar da 5 10 demeden bu kumbaraya katkıda bulunsun. İnanın damlaya damlaya göl oluyor ve o göl ümmet için rahmet oluyor.
Seneye özgür Kudüs’te görüşmek üzere.