Selamun Aleyküm. Ben Mehmet Akif Kork, Boğaziçi Üniversitesi’nde İktisat Bölümü öğrencisiyim.
Üniversiteye başladığımda gitmem görmem gereken ülkelerin bir listesini yapmıştım. Listede her ülkenin benim için belli başlı sebepleri vardı. Bu sebepler genelde herkesçe bilinen ve o ülkenin adı geçince ilk akla gelen sebeplerdi ve ben bu sebeplere ikna oluyordum. Kudüs de bu listede vardı ancak Kudüs’e neden gitmem gerektiğini gitmeden önce tam anlayamamış veya biraz sonra üzerinde duracağım gibi hissedememiştim. Evet, Kudüs davamızdı, ilk kıblemizdi, Peygamberimiz’in (sas) Mirac’a çıktığı yerdi ancak bu şehir gerçekten de Mekke ve Medine kadar kutsal mıydı? Bu sorunun cevabının da “evet” olduğunu biliyordum ancak o an bunu tam hissedememiştim.
Kudüs’ü gördüğüm ilk anda bu şehirde bir gariplik olduğunu hissettim. Otobüsün camından baktığımda tarihi, iliklerime kadar hissediyordum. En tarifsiz hissiyatı ise Mescid-i Aksâ’nın kapısından girince edindim. Kâbe’ye ve Mescid-i Nebî’ye görece daha küçük yaşlarda gitmiştim ve o günlerden bende sadece oralarda hissettiklerim kalmıştı. İşte Mescid-i Aksâ’nın kapısından ilk girdiğimde benzer duyguları hissettim. Diğer tüm ülkeler için yazdığım sebepler bir yana, Kudüs her Müslüman’ın kalbinde ayrı bir yeri olması gerek bir şehirmiş.
Benim geç yaşadığım bu manevi duyguları çok daha erkenden yaşayıp böyle güzel projeler üreten herkesten Allah razı olsun. Bana bu bilinci kazandıran proje bende başarıya ulaşmıştır, artık ben de başkalarında da ulaşsın diye çabalayanlardan olacağım.