Mahmut Er – 2001 / Mardin

Sizleri selamların en güzeli olan Allah’ın selamı ile selamlıyorum.

Ben Mahmut, Kudüs sokaklarının kardeşi, Mardin doğumlu; Fatih’in emaneti İstanbul’da oturan yirmili yaşlarda bir genç olarak Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde dördüncü sınıfta öğrencilik yapıyor, aynı anda Hayat Vakfı’nda sağlık ve iyilik hareketi diyebileceğim gönüllülük faaliyetlerinde bulunuyorum.

Kudüs ile ilgili hikâyem birinci sınıfa dayanıyor diyebilirim. Cerrahpaşa’ya başladığım ilk sene Kudüs aşkıyla yanıp tutuşan bir abimiz ile tanışmış, bir insanın tutkuyla bir davaya sahip olmasına belki de ilk orada şahit olmuştum. Sonrasında hep kendimi Kudüs’e hazırlamaya gayret ettim. Okumalar ve izlemeler yaptım, gittiğim gün utanmayacak kadar bilgiler biriktirmeye çalıştım.

Ne zaman ve nasıl bilmiyordum ama gideceğimi biliyordum. Güzel anlar ve bekleyişler biriktirmiş Rabbimin bir gün nasip edeceğini biliyordum. Öyle inanmıştım ki Mescid-i Aksâ’nın haritasını ezberlemeye çalışıyordum. Allah’a şükürler olsun ki 11 Ağustos 2022 tarihinde beklediğim gün geldi ve Mescid-i Aksâ ile kavuşmamız gerçekleşti.

Diyor ya şair Kudüs’e sadece bir kere gidilir gerisi hep dönüştür diye ben işte hep orada kaldım asla ayrılamadım. Dönüşümde edindiğim bir dava olarak gördüğüm herkese Aksâ’yı anlatmaya başladım. 2023 yılına geldiğimizde ramazan ayının biletlerine bakıyor, Aksâ’ya gitmenin yollarını arıyordum ki bir gün bir arkadaşım mesaj attı ve Kudüs Kumbarası hayatıma girdi. Hızlı bir kararla kabul edildim ve unutulmayacak bir yolculuğa ilk adımlarımızı attık.

Kudüs’e gidecek olmanın verdiği heyecanla çantamı hazırladım ve yola çıktık. Mescid-i Aksâ’ya bir cuma namazında vardığımızda ve ilk adımızı içeri attığımızda Darü’s-Selam’a geldiğimizin farkına vardık. Mescid-i Aksâ ile gönlümüzde taşıdığımız muhabbet ve özlemler ile yanıp tutuşan bizler bir araya gelerek doyulmayacak bir ziyafetmişçesine sohbet etmeye başladık. Kalbimizin yerinden çıkacağı anların sahiplikleriyle geçen bu ziyarette Aksâ’mız bizlere birçok emanet de verdi.

Aksâ’nın muhafızları Nabil Abi ve Muhammet Seyh Hoca ile beraber konuştuğumuzda bizlere birçok şeyi anlattı ve İslâm’ın ve Müslümanların hasta çocuğu Aksâ’yı sahiplenmekteki kararlılıkları bizleri âdeta utandırdı. Kendilerini buraya verişleri ve alınlarındaki secde izleri bize unuttuğumuz âyetleri hatırlattı.

Bizler Aksâ için bir vesile olabilirsek ne mutlu bize!  Kudüs Kumbarası oluşturduğu bu muazzam ekiple ve vakitle bizlere hazırladığı zemin ile vesile olabilmişliğin en hayırlısını oluşturdu. Ekibimizin heyecanı inşallah bizlere iki cihanda yetecek, bizleri Selahaddin-i Eyyûbî’ye komşu yapacaktır.

Bağışçılarımıza bu heyecanlar için ne kadar teşekkür etsek az. Bilsinler ki ümmet için gayret etmeye çalışan Müslüman bir genç olarak Kudüs ve Mescid-i Aksâ sevgisini ulaştırabildiğim her yere ulaştıracağım inşallah. Bu vesileyle sizlere tekrardan teşekkür ediyor bizlerin aracılığıyla vesile olacağımız hayırlarda sizleri tebrik ediyorum. Rabbim bizlere de  bu şekilde sadakayı cariyeler nasip etsin inşallah.