Kudüs içimde sönmeyen bir yangın, durmaksızın akan bir kandı ve ben bu hasrete artık dayanamıyordum, ailemi borç almak İçin ikna edip kesinlikle okul tatilinde Kudüs’te olmalıydım lakin borç almak o kadar kolay olmadı. Meğerse Kudüs kumbarası bana ümmetin borcunu verecekmiş, nasipli olduğumu öğrendiğimdeki duyguların tarifi yok. Zaten bazı şeyleri anlatmaya kalemimin gücü yetmiyor.
Biz Kudüs Kumbarasi ile buraya gelirken, kim yardım etti ise onları sırtımıza taşıyıp getirdik. Ama bunu bir yük olarak değil aynı bir annenin çocuğunu zevkle taşıması gibi hissettik. Herkes kendi aile ve arkadaşlarına dua ederken biz kumbaradakileri de aile bildik yeri geldi onlarla gezdik yeri geldi onlarla ağladık. Ve bizim isin asıl yolculuk eve geldiğimizde başladı. Döndüğümüzde demiyorum çünkü bundan sonra bütün dönüşler Kudüs’e ve ben biliyorum ki istesem de artık eski Kübranur olamam. Zira ümmetin bilinci ile hiçbir karşılık beklemezsizin oluşturulan ve asla kimseyi tanımadığım bir platform tarafından Kudüs’te bulundum, bulunduruldum. Ayeti Kerime de geçiyor ya “Kim ki Allah’a güzel bir borç verirse Allah bunu kat kat geri öder.” Siz borcunuzu Allah’a verdiniz ve bekleyin, inşallah o her gün ya da inşallah bir gün karşınıza çıkaracak.
Allah razı olsun, dua ile.