İbrahim Tutmuş – 2001 / Muğla

Selamün aleyküm.

Ben İbrahim Tutmuş, Aydın’da yaşıyorum, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlköğretim Matematik Öğretmenliği 2023 mezunuyum. 2023 yılında hem okul hem staj hem de kpss hazırlığı süreci geçirdim. Bu detayları yazma nedenim ise bu yoğun süreçte Kumbarayla tanıştım birçok kez kumbaraya başvuruda bulundum. Nasip bu sefere imiş. Tel Aviv uçağına ilk bindiğimizde hala yanımdaki arkadaşımla birlikte inanamıyorduk. Hatta uçuş esnasında bile birbirimize ”biz şuan Mescid-i Aksa’ya mı gidiyoruz?” diye soruyorduk.

Kadim Şehir’in surlarını gördüğümüzde içimizde çocukça bir sevinç vardı. Otobüsün bizi artık otele bırakmasını ve bir an önce Aksa’ya kavuşmayı istiyorduk. Grup toplanmış ve otelden çıkmıştık kadim şehre girdiğimizde her adımımda içimdeki heyecan büyüyor ve sabırsızlık artıyordu. Aksa’nın içine girdiğimizde yere bakmamız ve tövbeler etmemiz gerektiğini söylemişti Gönül Abla. Artık başınızı kaldırabilirsiniz diye bir ses gelmişti ama başımı kaldıramadım. Ne çok etmem gereken tövbe varmış. Kendimden utandım. Sonrasında başımı kaldırıp Kubbetüs Sahra’yı ilk gördüğüm an ise tarif edemeyeceğim duygular yaşıyordum. İlk gün akşam namazına kadar Ebu Kuteybe gelmiş ve bize Mescid-i Aksa’nın önemini, tarihini detaylıca anlatmıştı. O anlattıkça tüylerim diken diken oluyor ne çok şey yaşamış ve yaşamaya devam ediyor bu kutsal topraklar diye düşünüyordum. İçimdeki o kavuşmanın sevinci bu sefer yerini hüzne bırakmıştı. Ebu Kuteybe’nin anlatısı ikinci gün de devam ediyordu ve bu sefer sonlara doğru hiç düşünmediğim bir noktaya değinmişti. Bu beni en çok etkileyen şeylerden biriydi. Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevi ve Mescid-i Aksa bunlar ziyaret edilmesi gereken ve dinimizce önem verdiğimiz kutsal yerlerimiz ama dedi ki: “Bir annenin üç çocuğu olsun, çocuklarını ayırt eder mi? Etmez. Ama eğer biri hasta olursa hasta olanla daha çok ilgilenir, daha çok üzerine titrer. Bu sözlerden sonra Kudüs davasının gönlümdeki yeri iyice değişmişti. Ben de insanlara bunu bu ciddiyetle anlatmalıyım demiştim kendime. Bir yandan da bu seneye kadar bu konuda ne kadar ilgisiz ve bilgisiz olduğumu görüp hem üzülüyor hem de kendime kızıyordum. Yüz yirmi dört bin peygamberin her birinin Peygamber Efendimizin (sav) arkasında bu topraklarda namaz kıldığını bildiğim için Mescid-i Aksa’nın her noktasında namaz kılmak istiyordum. Peygamberlerin namaz kıldığı secde ettiği noktalarda secde ediyor olmanın kıymeti çok büyüktü. Oradaki son günümüzde Zeytin Dağı ve son kez Mescid-i Aksa’yı ziyaret etmemizin ardından dönüş yoluna koyulduk. Bu ziyaretim, Kudüs’e gitmeden kutlu mekanın ehemmiyetini anlayamayacağımı söyleyen arkadaşlarımı haklı çıkardı. Kumbarayla gitmek ise benim için çok büyük şanstı çok güzel, kıymetli kişilerle tanışıp onlarla oraları anlamak yaşananları daha güzel kıldı. Kudüs Kumbarası için yorulan, emek veren herkesten ve her bağışçıdan Allah razı olsun.

Selamün aleyküm.