Kabul olunmuş bir dua serinliği yaşatan Rabbime hamd olsun.
Kudüs’te Ramazan günleri geçirmek için son üç aydır her gün araştırma yapıyor ve dua ediyordum. Artık Ramazan’ın son günleri geliyordu fakat ümidim hep dipdiri idi. Kütüphanede telefonla uğraşırken Kudüs Kumbarası ile karşılaştım. Buna da başvurayım dedim içimden. Başvurumu yaptım ve bir gün sonra Gönül Abla aradı. Her şeyden habersiz bir şekilde “Kardeşim, hazırsan Kudüs’e gidiyoruz!” dedi. Annem ve babamdan izin almak istediğimi ifade edip süre istedim. Onlar da izin verdiler, sabahına kutsal topraklara vardık.
Kudüs’te cuma namazıyla birlikte içeriye bir girişimiz vardı ki Müslümanların gözleri üzerimizde idi. 100 binden fazla Müslüman ile bayram havası vardı. Ramazan’ın ışıltısı gözlerimi alıyordu. Kudüs’te Ramazan hayal ettiğimden daha da çok güzeldi. Âdeta büyüleyiciydi.
Son iki gün ise Müslümanların yalnızlığını iliklerimize kadar yaşadık. Ribatımız ilk iki gün bayram havasında idi. Fakat son iki gün cihat havasını aldı. Müslüman gençler Mescid-i Aksâ’dan uzaklaştırılmıştı. Görev tam anlamıyla bizlere düşüyordu artık. Ribatımızda elimizden geleni gücümüzün son damlasına kadar vermiştik. Rabbim şahit olsun.
İşin özü bir tarafta bir avuç Müslüman’ın yalnızlığı, diğer tarafta da iki milyar Müslüman’ın acizliği vardı.