Selamunaleyküm, ben Hilal. Marmara üniversitesi İlahiyat Fakültesi 3. Sınıf öğrencisiyim. 22 yaşında Kudüs’e gitmek için yanıp tutuşan bir gencim. Bir hayaldi benim için Aksa’da Ramazan’ı ihya etmek. Hayaldi ama Rabbim nasip etti işte.
Daha gitmeye hak kazandığımı öğrendiğim ilk anki heyecanımı hatırlıyorum. İnanamamıştım gerçekten oluyor mu diye. Aileme durumu açıklamak, gitmeden önce manevi hazırlık yapmak, her bir anı çok özeldi. Sanki gideceğimi öğrendiğim ilk andan itibaren Rabbim beni tüm faydasız işlerden koruyarak manevi olarak hazırlıyordu. Ve gün geldi, kalabalık grubumuz karşısında memnuniyetsizliğini gizlemeyen askerleri geçtikten sonra Beytülmakdis’e kavuştuk. İlk başta tüm benliğimde yankılanan, kulaklarımı çınlatan tek bir kelime oldu: esenlik. Uğruna bu kadar acıların yaşandığı, her bir karışı için kim bilir kaç şehit verdiğimiz ve hala da bir yerlerde maalesef şehit vermeye devam ettiğimiz bu kutsal mekan bana öyle duygular yaşatıyordu ki bunu ancak “esenlik” kelimesiyle tarif edebilirim.
Gündüzünde zarafetin salındığı, gecesinde sırların aşikar olduğu o mekanda iftar yapıp teravih kılmayı Rabbim bizlere nasip etti. Kadim şehrin sokaklarında gezdiğimize şahit olan Filistinli kardeşlerimize bir selam vermek dahi onları böylesine iyi hissettiriyorken biz Müslümanlara durmak yakışmazdı. Biz gittik, direnişe şahit olduk, sadece varlığımızla Siyonistleri rahatsız ettik ve döndük. Ama asıl vazifemiz de şimdi başlıyor. Artık orada şahit olduğum her şeyi elimden geldiğince herkese duyurmaya çalışacağım. Kudüs’e gitmeye çekinecek bir şeyin olmadığını ve asıl biz Kadim şehrin sokaklarını boş bırakırsak asıl o zaman endişelenecek olayların yaşanacağını çevremdekilere anlatmam gerek.
Allah Kudüs kumbarasının tüm bağışçılarından razı olsun. İnşallah çok daha fazla Müslüman bu vesileyle Beytülmakdis’i ziyaret etmenin önemini kavrar.
Özgür Kudüs’te buluşmak üzere 🕊