Selamun Aleyküm.
Ben Hatice Kübra Nur, önlisans ilahiyat mezunuyum ve şu anda güncel olarak Anadolu Üniversitesi Fotoğrafçılık ve Kameramanlık bölümünü okuyorum. 22 yaşında tek gayesi “Rabbi’nin ondan razı olmadan canını almaması” olan bir kardeşinizim.
Bu yıl annemi ebedi yolculuğuna uğurlamanın verdiği hüzünle gönlüm bir liman arayıp durmuştu. Ve hiç beklenmedik bir zamanda Rabbim bu limanın yoluna revan etti beni de. Kubbet’üs Sahra adeta bir anne şefkatiyle kucakladı beni. Geçtiğimiz dört gün içerisinde kendimi başka bir âleme gitmiş ve gelmiş gibi buldum. Öyle bir sevda alevlendi ki kalbimde herkesin yakasına yapışıp Kudüs’e git nolur, Kudüs’e gitmeye çalış diyesim geliyor. Kudüs’te Filistinli abilerden Kudüs’ün tarihini dinledik. Ve bize “Bu topraklar, bu taşlar siz geldiniz diye size gülümsüyor. Bu topraklar sizin.” dediler.
Musa Hicazi abinin, “Burası ecdadınızdan size miras kaldı. Gelin topraklarınızı fethedin! Biz burada sizi bekliyoruz. Her şeyimizi feda etmeye hazırız.” sözlerini işitmenin en derin acısı içerisinde sonlandırıyorum yazımı. Kardeşler, Kudüs’e gidin. Kudüs sizi bekliyor. Kudüs bizi bekliyor. Kubbet’üs Sahra’ya son defa baktığımda bana, “Üzülme yine geleceksiniz.” demişti sanki. Öyle de olacak inanıyorum.
Benim yaralı kanadım Kudüs..
Son söz olarak; “Öksüz kaldığım bu dönemde bana öksüz olmadığımı hatırlatan gerek ön planda gerekse arka planda hizmet veren tüm Kudüs kumbarası ekibi dostlarıma sevgilerimi sunuyorum..
“Allah sizlerden razı olmadan canınızı almasın.”