Ben Hatice KARA, 22 yaşındayım.
İstanbul Galata Üniversitesi 3.sınıf psikoloji öğrencisiyim. Memleketim Şanlıurfa. Benim Kudüs’e olan ilgim 7 Ekim’den sonra oldu. Çok dua ettim, bana dua edenlerden de istediğim tek dua oraları görmek için Allah’ın bana bir kapı açmasıydı. O kapıyı Allah Kudüs Kumbarasını vesile kılarak açtı. Kudüs’ü görmenin kitaptan okuduklarımızdan daha fazla şey barındığını öğrendim. Aslında ne kadar az tarihi bilgimiz olduğunu, Daha çok okumam gerektiğini öğrendim bu süreçte. Kudüs’ü gördükten sonra birçok duygu hissetim fakat daha çok utanç hissettim. Çünkü biz ecdadımızın bize armağan ettiği şeylere sahip çıkamamışız. Allah’ın yeryüzünde kutsal kıldığı iki toprak parçası vardır: Kabe’nin ve Mescidi Aksa’nın kapladığı yer. Sezai Karakoç Kudüs için” gökte yapılıp yere indirilen şehir ” olarak tanımlar. Mekan Allah’a aittir. Allah ona ait olanı çok güzel korur. Geçmişte de bunun çok güzel bir örneği vardır: Ebu Leheb Kabe’yi yıkmak için geldiğin de Rabbimizin Kabe’yi Ebabil kuşlarının vesilesiyle nasıl koruduğunu tarihte açıkça görüyoruz. Şüphe ve ye’s yoktur ki Yüce Allah Mescidi Aksa’yı da muhafaza edecektir pek de yakındır inşaAllah. Bundan şüphemiz yok, yer de onun mekan da onun. Bu bir imtihandır.
Burada taraf meselesi önemlidir ki Allah zulme karşı olun, zulmün yanında olmayın emrediyor. Bizler de tarafımızı belirliyoruz. Ebu Leheb’in Ordusu gibi taşlanmak da var bu sınavın sonunda. Allah bizi onlardan eylemesin ve Rabbimizin Kudüs’e en yakın zamanda apaçık bir fetih nasip etmesini ve bu fethe nail olanlardan eylemesini temenni ederiz. Kudüs kumbarası ekibine teşekkür ederim böyle bir aydınlatma yaşattıkları için. Bağışçıların hepsine tek tek teşekkür ederim Allah razı olsun sizden bizlere vesile olduğunuz için.