Halime Aras – 2002 / Trabzon

Ben aldığım bir dua ile gittiğime inanıyorum Kudüs’e. Giden herkes niyetlenince Allah nasip ediyor diyordu, bana da öyle nasip oldu en sonunda. Kudüs’te belki de her zamankinden daha fazla bulunmamız gerektiğini de gördüklerim ve yaşadıklarım ile idrak etmiş oldum. Sabah Filistinlilerin içeri girmesinin yasak olduğu saatlerde Baburrahme’de ribatta iken bir İsrail askeri geldiğinde ve belki de biz olduğumuz için kapıdan döndüğünde gerçek manada anladım mescidi boş bırakmanın nasıl sonuçlanabileceğini.

Filistin halkı, İstanbul’da alışkın olduğumuz çıkarcı insan tiplemesinden de çok uzak. İlk başlarda çok yadırgadım, sonraysa İslam’ı ne kadar samimi yaşadıklarını görünce aslında kendi alışageldiğimiz hayatı yadırgamamız gerektiğini fark ettim. Bizim yozlaşmış hayatlarımızdan çok uzak, ruhları özgür bir halk yaşıyor orada. Ne kadar örnek almaya çalışsak ne kadar onlar gibi olmaya çalışsak yeterli gelmez sanırım.

Bir insan evinde nasıl hissederse ben de Mescid-i Aksa’da öyle hissettim. Ne ilk girdiğimde ilk defa giriyormuş gibi ne de son çıkarken vedalaşır gibi. Aksa kalbimizdeki yerini hep koruyacak ve biz ait olduğumuz topraklara inşallah yine geleceğiz.