Cenab-ı Hakk’ın yeryüzünde kendime ayırdım buyurduğu topraklardan selam ile…
İsmim Furkan, mimarlık öğrencisiyim. Her şeyden önce şunu söylemeliyim ki yolculuğumuzun başında Kudüs topraklarında gördüğümüz her bir çocuktan, Kubbet-tüs Sahra’nın önünde uçuşan her bir güvercinden, Türkiye’den geliyoruz dediğimizde sebep olduğumuz her bir tebessümden bu kadar etkileneceğimi hiç ama hiç düşünmezdim. Sabah namazından sonra avluda bulunan ribat kardeşlerimle tüm müslüman alemi adına yaptığımız bu hizmet acaba eksiksiz noksansız ibadetlerden midir? diye düşünürken tüylerimin diken diken olacağını hiç düşünmezdim. Şimdi anlıyorum ki Ebu Kuteybe Hoca’nın anlattığı gibi Aksa hasta çocuk. Aksa gurbette. Ve anlıyorum ki ribat için gittiğimiz günlerde biz de gönlümüzü kalbimizi Aksa ile orada bıraktık.
Ve döndüm, buradayım. Günlük hayatın karmaşasını hâla yakalayamadım. Şimdi bunları yazarken bedenen her ne kadar İstanbulda olsam da içimden bir parça her daim Kudüs’te kalacak. Bu yolculuğumda üzerimde emeği geçen, vesile olan her bir kimseden Allah razı olsun.
Peygamber Efendimiz’in nice alemlere yükseltildiği topraklardan selam ile… Kudüs’e madden ve mânen gönül rahatlığıyla tekrar tekrar gidebilmek temennisiyle…