Feyzanur Çalışan, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hamidiye Uluslararası Tıp Fakültesi dönem 3 öğrencisiyim. Kudüs Kumbarası’na Bursa’dan katıldım.
Senelerce Kudüs’ün kurtarılmaya ihtiyacı olduğunu düşünerek anmıştım onu. Esir edilmiş ve mahzun olduğunu tahayyül ederdim. Fakat Aksa’nın özgür olduğuna inanıyorum artık. Bu seferimizde asıl yardıma ihtiyacı olanın uyuşukluk zincirlerine vurulmuş olan bizler olduğunu fark ettim. Birer birer bıraktıkça bize yük olanları, Aksa bize yardım edecek; biz de ona.
Sezai Karakoç’un söylediği gibi bazı beldelere pasaport ile gidiyor olmak ağırımıza gidiyor. Fakat gidebiliyor olmak da büyük bir şükür sebebi. Bir şeylerin farkına varmaya başladığımdan beri hayalimdi Kudüs’e gidebilmek ama bu sene daha fazla istiyordum. Sonrasında Kudüs Kumbarası çıkarıldı karşıma ve büyük bir inançla doldurdum başvuru formunu. Her zaman dualarımda olacak bağışçılarımız vesilesi ile Kudüs’e, ribat görevi için yolcu olacağımı öğrendim. Çok teşekkür ediyorum, inşallah bizler de bir gün sizlerin yerinde olacağız.
Dilimizde her an dualar vardı. Tabiri caizse kafamın içinde sürekli şair İsmet Özel’in şu dizeleri yankılanıyordu: “…yaşamak bizim için dokunaklı bir şarkı değil ki” Kudüs, önümüzde bizi daima diri tutan, okula daha bir şevkle gittiğimiz, daha bir hırsla okuduğumuz, hep daha iyisini yapmak için uğraştığımız sebebimiz olacak. Çünkü bizi dik tutacak olan şey bu , biliyoruz. Asla yıkılmadık ve bundan sonra da yıkılmayacağız. Aksa çevresindeki israil polislerinin yanından mescidimizi ziyaret etmenin mutluluğu ile neşeli ve cesur geçiyorsak bu hayatımızın her bir anına sirayet edecek. Her zaman ümitvâr olacağız.
Bize yeni ufuklar açan, bizi yenileyen bu yolculuğa destek olan herkese teşekkür ediyorum. Her zaman duamızda olacaksınız.