Selamünaleyküm. ben Fatma Kemerden, Antalyalıyım. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi 4.sınıf öğrencisiyim.
Kumbara formunu doldurup, seçildiğim, havalimanına varıp indiğimiz zamana kadar Kudüs’e kesin olarak kavuşup kavuşamayacağımın endişesini yaşadım. Ta ki Kudüs’e varıp ikindi namazını kılmak için Mescid-i Aksa’ya gittiğimizde Kubbetüs Sahra’yı görene kadar. O anki hislerimi ifade etmekte gerçekten çok zorlanıyorum. Etrafa bakıp peygamber alnının değmediği bir karışın olmadığını düşünürken ve sonra buranın nasıl işgal altında olduğunu hatırlarken, mescidin ihtişamına hayret ederken oralarda şehit edilen müslümanlar aklıma düştü sık sık. İnanılmaz bir zihin ve duygu karmaşası yaşamakla birlikte bu kadar etkilenmeyi beklemiyordum.
Ribat için Baburrahme Mescidi’ne geçtiğimizde dışarı serdiğimiz seccadeleri mescitte yere sererek namaz kılmak zorunda olmaktan hoşlanmamıştım. Oranın stratejik önemini ve yahudilerin temizlenmesine nasıl engel olduklarını, neler yaptıklarını öğrendikten sonra ise orada namaz kılmadan günümü kapatmak hiç istememiştim. Baburrahme’ye kocaman sarılmayı ve bu sarılmanın bütün yaralarını sarmasını diledim.
Mescidi Aksa’nın farklı mescitlerinde, kubbelerinde alnımı secdeye koymak namazlarımı inanılmaz huşulandırdı, hamd olsun. Ve geri dönünce namazlardan, okunan ezanları dinlemekten aynı tadı alamamaktan korktuğum için rabbim bizi ve soyumuzu namazı devamlı ve huşûyla kılanlardan eylesin diye açtım hep ellerimi semaya.
Süreç boyunca beni en çok etkileyen şeylerden biri ise sanırım Filistinlilerin bize dair ne kadar sevgi ve ümit besledikleriydi. Yüzümüze bakmaları bile Türk olduğumuzu anlamak için yetiyordu ve şeker verdiğim çocukların anneleri çocuklarına ‘teşekkür ederim’ dedirtiyordu. Gözlerinin içi gülümsüyordu. Bu sevgi ve güven bağı beni çok duygulandırmıştı. Başka bir coğrafyada böyle hissedebilir miyim bilmiyorum.
Dönüşümüz yaklaştığında artık çok daha büyük bir sorumluluk hissediyordum kudüs’e dair. herkese her şeyi anlatmak ve sürekli coğrafyaya dair bir şeyler okumak isteği içime doğuyor ve hatta doktor olup Kudüs’te görevimi yapmak için dua ediyorum Allaha. Kudüs bana rabbimle konuşabildiğimi ve onun beni duyması için mekanın ya da zamanın olmadığını da hatırlattı.
Kudüs Kumbarasıyla gitmenin araya koyulan dersler sayesinde bilginin tazeliğini ve böylece şuurun ve huşunun devamlılığını sağladığını hissettim. Ben öncesinde okumalar ve izlemeler yapmış olmama rağmen yerinde görmek ve orada dinlemek bambaşka bir duyguydu, okumak tek başına bana bu sorumluluğu yükleyememişti. Filistinli insanlardan işgali dinlemek, buna şahit olmak çabalamak için insana güç verecek şeyler. Rabbim bu projenin fikrini ortaya atandan, devamlılığı için çabalayandan, bu davaya en ufak katkısı olan herkesten razı olsun. Kudüs imtihanını geçebilen kullarından kılsın bizi ve bu yolda yardımcımız olsun. Bu gidişimiz nice Kudüs’e gitmelerin öncüsü olsun, özgür Kudüs’te şükür namazı kılmak da nasip olsun.