Ali Taşkıran – 2005/Konya

Müslümanların bu zor günlerinde, soykırımı bu denli içimizde hissettiğimiz zamanlarda 3 kutsal mescitten biri olan Mescid-i Aksâ’yı doldurabilmek, orada varlığımızı sürdürebilmek bizim için harika bir histi. Kapısından girdiğimiz anda farklı bir aleme geçiş yaptığımızı hissettiğimiz o kutsal mekanda; ölen mazlumlar için, Müslümanlar için bol bol dualar ettik.

Siyonistlerin bir şehrin enerjisini nasıl sömürdüğüne gözlerimizle şahitlik ettik. Onlara karşı kinimizi daha da perçinledik.

Ne olursa olsun Filistinli Müslüman kardeşlerimizin imanının kuvvetlerini yenemeyeceğini anladık: Şehrin çocukları şen şakrak Mescid-i Aksâ’da oyunlar oynuyordu, büyükleri bizlere bol ikramlarda bulundular, evlerine davet ettiler. Onların kuvvetli imanlarına gözlerimizle şahitlik ettik.

Ayrılırken de içimizde hüzün, bir o kadar da ümitle ayrıldık. Allah’ın izniyle tekbirlerle, mücahit ordularıyla oraya geriye dönmek ümidiyle ayrıldık. İşgalci devletin son bulacağı bir gerçek. Nitekim “Zulüm ile âbad olanın akıbeti berbat olur.” Fakat biz bu mücadelenin neresindeyiz? Bunu sorgulamamız gerek.

Selamünaleyküm.