Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla!
Kudüs’e gidiyordum. Çocukluğumdan beri davasını güttüğüm, hiç görmemiş olsam bile gönülden bağlandığım o kutsal topraklara gidiyordum. Yolculuk başladığında Kuran-ı Kerim’de zikredilmiş olan o mübarek topraklara gidiyor olmanın, hadislerde övülmüş olan o kutsal mescidi görecek olmanın heyecanının yanında korku da vardı bende. Evet korkuyordum, oraya gidip orada yapılan zulümlere bizzat şahit olup kutsalımıza, mahremimize nasılda hoyratça el uzattıklarını görüp kendimden utanmaktan korkuyordum. Oradaki Müslümanların halini görüp gündelik hayatımda boş işlerin ne kadar da yer kapladığını, hayallerimin ve hedeflerimin ne kadar da dünyevileştiğini fark etmekten korkuyordum. Aslında ben bunların farkındaydım, tüm Müslümanlar bunun farkındaydı ama artık yüzleşme vakti gelmişti.
Kudüs’ün o daracık sokaklarında yürürken birazdan Mescid-i Aksa’ya gireceğiz dendiğinde heyecan doruğa ulaşmıştı ve karşımızda Kubbetü-üs Sahra muhteşem heybetiyle öylece duruyordu. Ama artık o heyecan gitmiş gözlerimizden gelen yaş sevinç gözyaşları değil hüzün gözyaşlarıydı çünkü Kubbetü-üs Sahra bize mahzun mahzun bakıyordu, bunu artık derinden hissedebiliyorduk. Düşünsenize yüce dinimizin kitabı olan Kuran-ı Kerim’e konu olma şerefine ulaşmış bir mekân, Peygamberimizin (sav) hadislerine mazhar olmuş, nice peygamberin sahabenin zamanında bulunduğu bir mekân ve siz orda namaz kılıyor oranın sokaklarında yürüyorsunuz ancak burada bir ayrıntı var. Bunları İsrail askerlerinin kontrolünde gerçekleştirebiliyorsunuz. Ne kadar da acı bir durum değil mi? O kutsal topraklarda bunları yaşıyor olmak biz Müslümanlar için ne büyük zillet değil mi? İşte ben oraya gidip bu duyguları yaşayıp hissederek anladım ki tüm Müslümanların buraya gelip bu duyguları hissetmesi, buraları görmesi gerekiyor.
Allah yeryüzündeki tüm Müslümanların kalbine Selahaddin Eyyubi’ye “Ben Kudüs fethedilinceye kadar gülmeyeceğim” sözünü söylettiren iman aşkını ve azmini nasip eylesin. Bir gün Kudüs kurtulacak ve o gün geldiği zaman, Kudüs kurtuluşa erdiği zaman Allah Kudüs’ün kurtuluşunda ben de şunları yaptım diyebilmeyi nasip etsin. Allah bu uğurda çalışanlardan, bizlerin bu duyguları hissedebilmemize vesile olanlardan razı olsun.