Ey Kudüs… Seni anlatmak değil; anlamak, seni görmek değil; seni yaşamakmış önemli olan. Ben ki kırılan kalemime inat seni haykırıyorum sessiz çığlıklarımla satırlara. Bundan sonra Kıble Mescidinde Nasır abinin dediği gibi mehterlerle fethetmek için Kudüs’ü bizler hazır olda bekleyeceğiz.
Kudüs her köşesi Peygamber kokan şehir. Seni içime çeke çeke bitiremediğim Sevgili… Bundan sonra bütün yollar sana çıkar. Şairin de dediği gibi “Kudüs’e bir kere gidilir, sonrakilerin hepsi dönüştür inşallah. Biz rotamızı Kudüs’e çevirdik.
(Korku üzerine) Kurulan bu devlet ki bize göre böyle bir devlet mevcut değil, Emad Abinin de dediği gibi Müslümanların birbirlerine kenetlenmesi ile silinecektir inşallah.
Bu duyguları yaşamama vesile olan siz ismimi bile bilmediğim kardeşlerim, abilerim, ablalarım… Size ne için teşekkür etmeliyim bilmiyorum. Öncelikle rüyalarımı süsleyen Aksa’ya beni kavuşturduğunuz için, bunun üstüne bana Kudüs derdiyle dertlenen bir grup dost kazandırdığınız için teşekkür ederim. Sizler hem Filistinli kardeşlerinizin hem de bizim dualarımızı aldınız. Bundan sonra hep dualarımın bir köşesi sizle çiçeklenecek.
Biz bir gün Filistin’den Türkiye’ye zeytinyağı ihraç edildiği günleri görme hayaliyle yaşıyoruz.
Duam odur ki, Rabbim bizi Âksa’da buluştursun. Rabbim Kudüs derdi ile dertlenenlerden eylesin bizi.