Fatıma Ebrar Balı – 2003 / Afyonkarahisar

Ben Fatıma Ebrar BALI. 2003’te Afyonkarahisar’da doğdum, İstanbul’da ikamet etmekteyim. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisiyim. Filistin’e olan ilgim üniversite birinci sınıfta arkadaşlarımla Mavi Marmara gemisine İsrail tarafından düzenlenen saldırı sonucu BM ‘in bu olay için hazırlamış olduğu raporu incelerken başladı. Sonrasında ise İsrail’in yapmış olduğu kanunsuzluklar silsilesinin içerisinde buldum kendimi. O zamandan şimdiye Filistin’in siyasi ve özellikle de sosyal yapısı hakkında bilgi edinmek için birçok kitap okudum, seminerlere katıldım, bu mecralardan öğrendiklerimin gerçekliğine inanamayıp Filistinli arkadaşlarımla bunları tartıştım. Ve Filistinlilerin günlük yaşamlarına hayret ve gıpta içerisinde baktım her zaman.

Sürekli çevremdekilere Filistin ile ilgili bildiklerimi anlatıyor ve ardından da hemen ekliyordum” Allah’ın izniyle bir gün kitaplardan okuduklarımı gözlerimle göreceğim.”

Ancak Kudüs’e gitme planımın bu yaz olabileceğini hiç düşünmemiştim. Mesleğimi elime aldıktan sonra gidebilirim diye düşünüyordum.

Bir gün Instagram’da dolaşırken tanıştım Kudüs Kumbarasıyla. Kudüs’e gitme hayalime çok yakın hissettim. Final haftamdı hemen form doldurdum ve nasip oldu.

Kudüs’e elhamdülillah hiç sorunsuz vardık. Mescid-i Aksa kapıları dışında askerlerle ilgili hiçbir sorun yaşamadım. Kudüs sokakları bana çok güvenli hissettirdi, Sabah namazına gitmek için dışarıya çıktığımızda hava karanlık olsa bile halk uyanıktı ve Aksaya doğru gidiyorlardı.

Mescid-i Aksa’nın kapılarında bekleyen İsrail askerleri biz Türkleri Aksa’ya sokmak istemiyorlardı. Bizi vazgeçirmek için çantalarımızı arıyorlar pasaportlarımıza bakıyorlar ancak yine de içeriye sokmayıp geri dönmemizi söylüyorlardı. Biz ise Aksa’ya kavuşana kadar denememiz gereken tüm kapıları deniyorduk. Ve elhamdülillah her gün Aksa’ya girebildik. Bazı zamanlar çok fazla denediğim halde içeriye alınmadım ancak o zaman da Filistinliler yardımıma koştu. İkramlarda bulundular ve sanki onların ailesindenmişim gibi beni aralarına alarak Aksa’nın kapılarından geçirdiler. Böylelikle Filistin’de çok güzel aileler tanımış oldum. O kadar samimilerdi ki bir dahaki Kudüs ziyaretimde beni evlerinde ağırlamak istediklerini ısrarla belirttiler. İsrailli askerler bizden hiç hoşlanmıyorlardı ama Filistinliler ise bizi gördüklerine çok seviniyorlardı. Genç yaşta Aksa’ya sahip çıktığımız için teşekkür ediyorlardı.

Ben Filistin ile ilgili çalışmalar yaparken Filistinliler hakkında kafamda beliren bir fikir vardı ve bu ziyaret sonrasında fikrim iyice pekişti: Filistinli demek mücadeleci, cesur ve merhametli insan demektir.

Ben Kudüs’e gitmeyi çok istiyordum ancak bir öğrenci olarak gidebileceğimi düşünmemiştim. Kudüs hayalimi yakın zamanda gerçekleştirmeme yardım eden Kudüs Kumbarasına teşekkür ederim.