Adım Kardelen Yıldız, 27 yaşındayım ve geçen yıl Otomotiv ve Mobilite Yönetimi alanında yüksek lisansımı tamamladım. Almanya’nın Esslingen şehrinde doğdum ve büyüdüm. Kudüs uzun yıllardır kimliğimin bir parçası ve ruhumu inancıma bağlıyor.
Filistin’e ve özellikle Kudüs’e uçma kararım her zaman vardı. Ancak zamanlama hiçbir zaman doğru olmadı. Zamanı geldiğinde elhamdülillah, oraya varana kadar bir duygu seli yaşadım. Heyecan, özlem ve korku sürekli yol arkadaşlarım oldu. Ülkeye giriş umduğumdan biraz daha zor oldu. Ürdün-İsrail sınırında biraz uzun bir süre kaldıktan ve kendim, kalış nedenim ve niyetim hakkında birkaç soru sorulduktan sonra elhamdülillah Kudüs’e doğru yola çıktım. Oraya vardığımda, ruhumun nihayet doğru yere ulaştığı hissine kapıldım. Sanki her zaman Beytül-Makdis’in bir parçasıydım. Hepimiz bir süredir işgal altındaki Filistin’de yaşanan korkunç işgali ve Filistinli kardeşlerimizin içinde bulunduğu insanlık dışı koşulları takip ediyoruz. Hepimiz günlük tacizlerin, haksız muamelelerin ve Siyonist işgal gücü altındaki yaşamın farkındayız. Ancak bizzat orada bulunduğunuzda, Filistinli gençlerin sabah namazı sırasında işgal güçleri tarafından duvara doğru itildiğini ve acımasızca arandığını gördüğünüzde ya da Müslümanlar için en önemli ibadet yerlerinden birine, işgal güçlerinin keyfine göre, sebepsiz yere kapı kapı dolaştırılarak girmenize izin verilmediğinde, kardeşlerimizin 76 yıldır neler yaşadığının farkına varıyorsunuz. Ve her şeye rağmen, onlardan duyduğunuz tek şey “Allah’tan gelen her şey için Elhamdülillah!” sözleri oluyor, SubhanAllah. Hiç kimse Filistinli kardeşlerimizin acılarını, duygusal yaralarını ve kederlerini kendileri orada bulunmadıkça anlayamaz. Bu deneyimler beni sadece dinimde ve hayatımın geri kalanında Filistin için sesimi yükseltme niyetimde güçlendirdi! Bu içsel özlem, kardeşlerimizin gözlerindeki güç ve hüzün, İslam’ın herkese nasip olmadığını, takva ve tevekkülün Allah’ın bu ümmetinin gerçek seçilmişlerinin kalplerinde taşıdığı nitelikler olduğunu bir kez daha anlamamı sağladı. Kudüs hüzün, hasretin ve her şeyin ile tek Allah a teslim olmanın görüntüsüdür benim için.
Kudüs Kumbarası ile böylesine yüksek değerde bir yolculuğa çıkma fırsatı beni sadece gururlandırmakla kalmıyor, aynı zamanda toplum olarak bu tür fırsatlarla sahadaki safları doldurmak için güçlü bir şekilde birlikte çalıştığımızı da gösteriyor. Güçlü bir farkındalık duygusuyla seyahat eden bu kadar çok insanı, özellikle de gençleri ve çocuklu anneleri görmek kalbime dokunuyor. Bu normal bir turistik gezi değil, misyonu olan bir geziydi. Dayanışmamızı gösterme, Müslüman bir ümmet olarak birlikteliğimizi ortaya koyma ve kardeşlerimize burada olduğumuzu gösterme misyonu! Bu vesileyle bu yolculuğa katılan, organize eden ve hepsinden önemlisi bağışlarıyla bunu mümkün kılan herkese yürekten teşekkür etmek istiyorum! Allah hepinizi çalışmalarınız, cesaretiniz ve maddi desteğiniz için ödüllendirsin. Organizatörler ve bağışçılar olmasaydı böyle bir gezi asla mümkün olmazdı. Yanıma alabildiğim her şey için, kurabildiğim dostluklar için ve konu El Aksa olduğunda asla dinlenmememiz gerektiği gerçeğine gözlerimi bir kez daha açan deneyimler için Elhamdülillah! Rabbim tek gitmeyi nasip ettiği gibi, çokça geri dönmeyi de nasip eylesin- Amin.