Muhammed Taha Çakır – 2004 / Trabzon

Ben, İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencisi Muhammet Talha Çakır. Mescidi Aksâ’ya kavuşmak, içerisinde namaz kılmak, taşına toprağına yüz sürmek, zeytin ağaçlarından süzülen kokuyu içime çekmek en büyük arzularımdandı elbette. Özellikle son dönemlerde Filistinli kardeşlerimizin uğradığı şiddeti giderek artan zulme şâhit olup yanlarında olamamak birçoğumuz gibi beni de derinden yaralamaktaydı. Böyle bir dönemde Kudüs Kumbarası ile tanıştım ve heyecanlı bir şekilde başvurumu yaptım ve kısa sürede gönlümü sevinçle dolduran haber geldi. Heyecan dolu yürekle vardım Aksâ’ya ama bir de ne göreyim, Aksâ’nın gözleri ağlamaktan kan çanağına dönmüş bir halde beni niye yalnız bıraktınız diye haykırıyordu. Boyun büküp haklısın demekten başka ne yapabilirdim, acziyetimi ve mahcubiyetimi iliklerime kadar hissetmiştim. Mescidimizin işgalci askerlerin kontrolünde olduğunu görmek her ne kadar beni hüzne boğsa da yedisinden yetmişine bütün Filistinli kardeşlerimizin onlara karşı gösterdikleri izzetli ve onurlu tavırlar ümidimi kaybetmeme engel olmaktaydı. Er ya da geç Kâbe’nin putlardan temizlenmesi gibi Mescidi Aksâ da necis işgalcilerden temizlenecektir, bu hususta herhangi bir şüphemiz yoktur.

Asıl mesele ise bu haklı dava için mücadele etmektir. Zira mübarek Mescidi Aksâ’ya hizmet etmek kişinin hayatını bereketlendirir ve bu davaya hizmet eden kişiyi aziz kılar. Peki ya ne yapmalı, nasıl hizmet etmeli bu davaya? Her şeyden önce niyetimizi bir sorgulamayız. Zira bu davaya dünyevi amaçlarla hizmet edilemez, Rabbimiz ancak halis bir şekilde kendi rızası için yapılan amelleri kabul eder. Sahih bir niyetten sonra yapılması gereken Mescidi Aksâ’nın bizim için ne kadar kıymetli olduğunu anlamaya çalışmaktır. Bu şanlı mescidin değerini idrak edemeden ona hizmet etmeye çalışmak bu yolda şevkimizin kırılmasına himmetimizin kolayca tükenmesine sebep olacaktır. Mescidi Aksâ hakkında ne kadar kitaplar okunursa okunsun ne kadar seminerler dinlenmiş olursa olsun hiçbirisi oraya gidip yaşananları müşahede etmenin yerini tutmamaktadır.

Bu yüzden Mescidi Aksâ’ya gitmek için özel bir gayret göstermeli ve oradaki mücahit kardeşlerimize yanlarında olduğumuzu hissettirmeliyiz. Her şeyden önemlisi bu davaya hizmet edebilmek için Rabbimizin rızasına uygun hayatlar yaşamalıyız. Bunun yolu ise doğru bir şekilde sahih kaynaklardan dinimizi öğrenmekten geçmektedir. Rabbim, bu imtihanımızda bizleri felaha erenlerden kılsın. Kudüs’e giderek Kudüs’e olan aşkımızın artmasına vesile olan tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum ve kendim için istediğim bütün hayırları onlar için de Rabbimden talep ediyorum.