Ben Rümeysa Zühre Baytar, 22 yaşındayım ve Batmanlıyım. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde son sınıf öğrencisiyim.
Kudüs Kumbarası beni aradığında oldukça şaşırdım; başvurumu bile unutmuştum. Bana Kudüs’e gitmek isteyip istemediğimi sorduklarında, tarihlerin final haftamın ortasına denk geldiğini fark ettim. Ancak Kudüs’e gitmek, özellikle böyle bir zamanda gitmek reddedebileceğim bir şey değildi.
İlk duygularım heyecandı, ancak annem ve babamla konuştuğumda onların endişelerini seslerinden duydum, anlattığım insanların korkularını gördüm. Benim hissettiğim ise sadece heyecandı.
Sınıra girdiğimiz anda endişelerim başladı, oradaki çocukların silahlar altında top oynayışlarını görene kadar da devam etti. O çocuklar, bana çok şey öğretti. Silahlar altında oynayarak koşarak eğlenerek en çok da yok sayarak çok güzel üstesinden geliyorlardı. Belki de onlar için normal olan budur dedim. Bir çocuk için kendisine yöneltilmiş silahların hiçbir zaman normal olmayacağını bile bile.
Oraya gidip gördüğümde, “Keşke önceden daha aktif, daha az tereddütlü ve önemsiz şeylerce daha az engellenmiş olsaydım ve dilimden aklımdan Kudüs’ü hiç düşürmeseydim” dedim. Döndüğümden beri öyleyim. Herkese Kudüs’ü anlatıyorum, Kudüs’ü konuşuyorum ve Kudüs’ü düşünüyorum.
Böyle mukaddes bir yolculuğa bir de kiminle çıktığın var tabii. Kudüs Kumbarası, öyle güzel, samimi ve içten bir ekip oluşturmuş ki, daha ilk günden sevinçlerimiz ve hüzünlerimiz bir oldu. Her biri, samimiyetiyle, ümmet ve Müslüman olma bilinciyle oradaydı. Kudüs’te kurulan dostluklar da bir başka oluyormuş. Her bir yol arkadaşım çok kıymetli ve beni böyle güzel insanlarla karşılaştırdığı ve gitmeme vesile olduğu için başta Kudüs Kumbarasına ve emeği geçen bağış yapan herkese teşekkür ediyorum. Orada hep dualarımızdaydınız. Rehberimiz bize oradayken hep peygamberimizin Kudüs’e gidin eğer gidemiyorsanız kandillerinde yakılmak üzere zeytinyağları gönderin hadisini söyleyerek bugün mescitlerdeki kandiller ışıklar sönmesin diye geliyoruz buraya demişti. Biz gittiğimiz orada olduğumuz için yanıyor o ışıklar. Bu yüzden oradayken her bir mescide girmeye çalıştım. Hiçbirinin kandili sönmesin diye. Buna vesile olan herkese tekrardan çok teşekkür ederim.