Esselâmü Aleyküm
Ben Fatma Armağan Konur. 19 yaşındayım Giresunluyum ve bir medresede talebeyim.
Öncelikle Kudüse neden gitmek istediğimden ve nasıl başvuru yapmaya karar verdiğimden bahsetmek istiyorum: Peygamberimiz (sav) Kudüs için “Gitmeye gücünüz yetmezse hiç olmazsa kandillerine zeytinyağı gönderin” diye buyuruyor bugün belki Kudüs’ün zeytinyağına ihtiyacı yok ancak bu yolda islam uğruna cihada çıkacak gençlere ihtiyacı var işte bu yüzden bu yolda bende varım diyerek Peygamberimizin,(sav) sahabelerin, ecdadımın geçtiği yerleri ziyaret etmek ve Kudüs müslümanlarına yanınızdayız demek için başvurumu yaptım. Elhamdülillah seçildim ve Kudüs-ü Şerifi ziyaret edebildim.
Kudüs’te geçirdiğim günlere gelince, Mescid-i Aksa’ya girilen ilk anda insan savunduğu şeyin önemini o kadar iyi anlıyor ki… Bizi gören Filistinlilerin gözlerindeki sevinçi görünce tekrar tekrar dönüp gelmek istedim. Orada bulunduğum zaman içerisinde Filistinli müslümanların bir nebze olsun yüklerini hafiflettiğimizi, taşın altına elimi bir anda olsa benimde koyduğumu hissettim bunun kalbimdeki yeri çok başka…
En önemlisi de buraya Kudüs Kumbarası ile gidebilmekti. Çünkü ümmetin bağışlarıyla ümmetin gençlerinin Kudüs’ü ziyaret edebilmesi ne Kudüs’te çok namaz kılarak ne de parasını geri ödeyerek giderilmez. Bu sorumluluk artık ömrüm boyunca benimle birlikte olacak. Oradan ayrıldığımdan beri bu sorumluluk arttı, hangi müslümanı bu derin uykudan uyandırabilirim, gözlerini açtırabilirim ve müslümanları bulundukları durum için harekete geçirebilirim diye düşünüyorum. Filistin özgür olana dek kalben hep orada, hep gurbette, ben hep özlemdeyim artık… Kudüs Kumbarası bağışçıları olmasaydı eğer belki bunları hissedenlerden biri ben olamayacaktım Allah hepsinden ebeden razı olsun.
Selam ve dua ile…