Uludağ Üniversitesi Dinler Tarihi alanında Yüksek Lisans öğrencisiyim. Kudüs Kumbarası’nı yıllar önce ilk keşfettiğimde birkaç başvuruda bulunmuştum. O zamanlar manevi olarak Kudüs’ü yüreğimde taşısam da ilmi olarak eksiklerim çoktu ve Kudüs’e gidememek beni daha çok kamçılayan etkenlerdendi. Bunun üzerine STK’lar aracılığıyla Filistin ve Kudüs üzerine projelere, çalışmalara katıldım. Elhamdülillah. Şimdi yıllardır hayalini kurduğum Kudüs ziyaretim gerçekleşti. Vesile olan herkesten Allah razı olsun. Şimdi şevkle, daha yoğun çalışmak, üretmek ve öğrenmek istiyorum. Yolumuz uzun. Gönül Ayyıldız hocamız Kudüs Kumbarası için aradığı esnada ben Tel Aviv’e indirimli uçak bileti almak için telefonun başında sitenin açılmasını bekliyordum. Her şeyi göze almışken hiç beklemediğim bir anda Rabbimin lütfuyla müjdeli haberi aldım. “Kudüs’e gidiyorsun!” Bir telefonla hayatımda alabileceğim en güzel haberdi belki de. Vesile olanlardan Allah razı olsun. Şimdi geri dönüp baktığımda ise rüya mıydı yaşadıklarım diye sormaktan alamıyorum kendimi. Kumbara ekibinden arkadaşlarımla hala konuşuyor olmasak ve seccademe Mescid-i Aksa’nın kokusu sinmese, her namazda o kokuyu duymasam gerçekliği hususunda neredeyse şek duyacağım. Koku duyusu insanı anılarını tekrar canlandırmasına ve o anı tekrar yaşamasına vesile olan tek duyuymuş. Şimdi tekrar tekrar o anlarda kalmaya çalışıyorum. Her secdeye gittiğimde ruhum Kubbetu’s-Sahra’nın, Kıble Mescidi’nin, Mescid-Aksa alanının etrafında dolaşıyor, kulaklarım seslerini işitiyor. Bu ziyaretin manevi yönü çok büyük. Bir de bizlerin yüreğini burkan acı taraflarına değinmemek elbette doğru olmaz. Rehberimiz -Allah ondan razı olsun- bizlere mescidlerimizdeki acı hatıraları, El Halil’in nasıl Müslüman kanıyla boyandığını, El Halil’in, Samuel (a.s) kabrinin nasıl yalnız bırakıldığını tek tek anlattı. Baburrahme’nin nasıl baskı altında kaldığına artık şahidiz. Buralarda ribatta kaldık, elimizden geldiğince terk etmedik. Rabbim kabul buyursun. Bunların yanı sıra, Yahudi Mahallesi’ni gezmek, sinagoglarında bulunmak, onları kendi yaşamlarında görmek, okumakta olduğum alan açısından da oldukça fayda sağladı. Gözlem yapma fırsatı bulabildim. Yahudilerin çocuklarını ve gençlerini nasıl eğittiğinin farkına varmak hak davama daha da sarılmam gerektiğini, bir kadın olarak Müslüman ve davasına sahip çıkacak evlat yetiştirmenin ne denli mühim olduğunu tekrar gösterdi. Şimdi döndük; rahat, konforlu evlerimizde sevdiklerimizle beraberiz. Peki ya bundan sonra? Kaldığımız yerden aynı şekilde devam mı edeceğiz yoksa bu düzeni değiştirmek adına rahatımızdan ödün verip elimizi taşın altına koyacak mıyız? Gerçek Kudüs davası aslında tam olarak şimdi başlıyor bizim için. Rabbim muvaffak eylesin.