Ben Ahsen, 23 yaşında, hekim olmaya çabalayan, daha yürüyemezken babasının omzunda Filistin yürüyüşlerine giden, kalbi 23 yıldır Kudüs’te atan sonunda bu hafta Kudüs’e kavuşabilmiş Ahsen.
O kadar istemiştim ki oraları anlamayı, daha orada bulunmadan içimde yanan bu ateşin sebebini bulmayı…
Bir adım atsaydınız Aksa’ya siz de anlardınız farklı bir aleme girdiğinizi,
orada kuşların bile ayrı uçtuğunu,
güneşte parlayan Kubettüssahra’nın nasıl hüzünlü olduğunu,
Nasıl beklediğini özgürlüğünü ve bizleri
Peki biz ne yapmaya gittik?
Var olmaya gittik
Ne yaptınız diye sorarlarsa elimizden gelen orada durmaktı biz de durduk demeye gittik.
Hem sevgimiz hem kinimizi diri tutmak için gittik
Aksa’yı yalnız bırakmadık biz buradayız demeye gittik
Postallarını süre süre yürüyen işgalciler rahat dolaşamasın diye gittik
Kardeşlerimize dost gerekiyordu dost olduk
Sarılacak omuz gerekiyordu omuz olduk
Var olmamız gerekiyordu var olduk
Sözler verdim geri döneceğim diye
Şimdi gidiyorum ama elbet geleceğim diye
Her seferinde daha donanımlı geleceğim diye
Kudüs kumbarası olmasaydı yapamazdık.
Gelmeseydik de sözler verirdim, ruhumda oraya ulaşma özlemi hep dolanıp dururdu ama hiçbiri içimdeki ateşi bu denli alevlendiremezdi. Hiçbiri orada var olmanın aslında ne kadar değerli olduğunu gösteremezdi.
Şahit olmanın verdiği büyük gücü asla bilemezdim
‘Babam nereye gidersen git evini özlersin ama sen zaten evine gidiyorsun’ diye yollamıştı beni. Gidemeseydim eğer Aksa’nın evim olduğunu bilemez yıllardır içimdeki evime özlem sırrını çözemezdim.
Aksanın bahçesinde bir zeytin ağacının kenarına yaslanıp ettiğim duayı gücüm yettiğince tekrarlayacağım “Allah’ım buraya gelmemize vesile olanların yollarına tek bir taş, gönüllerine hiçbir yokuş çıkmasın. Kudüs özgür olunca beraber oturalım bu bahçelerde”
Biz bir taş attık
Bir taş daha atarız belki
Her eylem yeniden diriltsin bizi