Bismillahirrahmanirrahim.
Kadim şehir Kudüs. Seni ziyaret etmek, sokaklarında yürümek, mescidinde uyumak ne büyük şereftir. Hep Kudüs hakkında videolar izlemiş, kitaplar okumuş, programlara katılmışızdır. Ancak orada bulunmak, havasını teneffüs etmek çok farklı. Peygamberlerin, sahabilerin ve daha nicelerinin izlerinin olduğu şehirde bulunmak gerçekten çok özel bir his. İnsan kendisini rüyada gibi hissediyor, idrak edemiyor.
Kudüs yolculuğum ilk olarak bir hocamızın projesi ile başlamıştı. Bir grup öğrenci topluluğu olarak bu yıl Kudüs’e gidecektik. Ancak deprem dolayısıyla iptal olmuştu. Nasip Kudüs Kumbarası ile ziyaret etmekmiş. Mübarek beldeye gitmeden bir gün önce tevafuk Kudüs’e giden bir abinin Kudüs konulu programına denk geldik. Abinin söylediği 2 cümleyi gitmeden aklıma kazımıştım.
“Mescid-i Aksâ’ya giderken valiz doldurmaktan çok, kalbimizi doldurmamız gerekiyor.”
Birçok şehre gezmeye gideriz. Ancak bazı şehirler vardır ziyarete gidiler. Mekke, Medine, Kudüs gibi. Ziyarete gittiğimiz yerlerde biz varız demektir. Biz biz yapan birçok kıymet, değer ve şahsiyet vardır. Onlarla hemhal olmaya gideriz. Oradan döndüğümüz zaman nasıl bir anlam bulduğumuza bakmamız gerekiyor. Gitmeden önceki ben ile geldikten sonraki ben aynı mıyım?
“Önce Kudüs bizi kurtaracak, sonra biz Kudüs’ü kurtaracağız.”
Tüm ümmet olarak Kudüs bilinci ve şuurunu özümsemeli, sonrasında da insanlara bu bilinci aşılamalıyız. Müslümanlar kardeştir minvalinde orada bulunan kardeşlerimiz için elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız. Rabbim hakkıyla Kudüs’ü anlatabilmeyi bizlere nasip etsin.
Sözlerime bu yolculuğumu güzelleştiren Gönül Ayyıldız ablama, Kudüs Kumbarasına, yol arkadaşlarıma ve Merve hocama teşekkür ederek bitiyorum. Rabbim ebeden razı olsun. Tekrar Özgür Kudüs’te buluşmak duası ile Allah’a emanet olun.